Endişe doğru dozda olduğu sürece gerekli bir duygudur, tıpkı hüzün, keder, mutluluk kadar doğaldır. Anksiyete bozukluğu ise, birşeyleri hep olduğu gibi koruma ve hayatta sürekli güven içinde olma beklentisinin ürünüdür.
Hastalanmamalıyız, sevdiklerimiz de hastalanmamalı, ölmemeliyiz, sevdiklerimiz de ölmemeli, maddi kaynaklarımız hep yeterli olmalı asla sıkıntı çekmemeliyiz. Sevgilimiz eşimiz bizi terk etmemeli, tatile çıktığımız günde asla yağmur yağmamalı, trafikte takılmamalıyız, hep neşeli ve mutlu olmalı ve öyle kalmalıyız gibi…
Değişimin ana kural olduğu, her şeyin değiştiği ve eskidiği, yaşayan her canlının bir gün öldüğü bu dünyada değişmeden güven içinde elimizde tutmak ve korumak, yani bu beklenti çocuğunu büyütmek mümkün müdür ?
Kimimiz hayatın bu gerçekliğini kabul eder, kimimiz ise yarın olabilecek kötü şeyler için çaresiz çırpınışlar içinde bu gününü feda eder. Oysa insanı geliştiren yegane şey, yeni deneyimler ve bu deneyimler için aldığı risklerdir. Burada sözü edilen şey cahil cesareti ile delice şeyler yapmak değil, bir ayağımız bilginin karasında, diğeri bilinmezin sularında yürüyebilme becerisi gösterebilmektir. Çünkü bu insanlar yarın için aşırı güvence arama mücadelesinde, endişeye esir düştüklerinden, bu günü yaşamayı reddetmişlerdir. Aksiyete bozukluğu sadece sadece keyfimizi kaçırmakla kalmaz, fiziksel etkiler de oluşturur.
Endişeye sıklıkla eşlik eder. Kliniklere bu şikayetle başvuran hastaların üçte ikisinin rahatsızlığı endişe bozukluğuna bağlıdır. Bunun yanında uykusuzluk, verimli çalışamama, araç kullanamama gibi sorunlarda bu hastalıkta sıkça görülür. Belki de bu hastalık türüne en iyi cevabı verenlerden biridir Edith Armstrong ”Ben aklımın telefonunu barış, sevgi, uyum ve huzur açık bırakırım. Ne zaman ki endişe, şüphe, huzursuzluk ve korku numaramı arayıp da ulaşmaya çalışır; İşte o zaman akımın telefonu, meşgul sinyali verir. Onlar da zaten bir süre sonra telefon numaramı unutur ve beni aramaktan vazgeçer”…
Bazen dövme yaptırmak çok fazla düşünce gerektirebiliyor ama bazen de aklımıza geleni hemen yaptırmak istiyoruz.…
Toksik bir ilişki içinde misiniz? Belki de şimdiye kadar sadece rüyalarınızı süsleyen kişiyi bulduğunuzu zannediyorsunuz;…
Sonbaharı doyasıya hissedeceğimiz Ekim ayına giriş yaptık. Soğuk havalar etkisini yavaş yavaş göstermeye başladı. Hal…
Facebook CEO'su Mark Zuckerberg, sosyal medya devinin marka değişikliğinde şirketin adını Meta olarak değiştireceğini duyurdu.Zuckerberg…
Her sonbahar-kış moda sezonu, podyumlarda öne çıkan dış giyim trendleri ortaya çıkıyor ve dünya çapında…
Değişen ve gelişen modayla birlikte dolabımıza ve hayatımıza çok fazla yeni ve farklı kıyafet giriyor.…