Kelam konusu İngilizce olduğunda en sık duyduğumuz cümle hiç kuşkusuz ki ‘İngilizceyi anlıyorum ancak konuşamıyorum’ oluyor. Bu cümlenin yaygın olmasının en değerli sebebi ise İngilizceyi ezberci bir anlayışla öğrenmek ve bilgilerin etkin olarak öğrenilmemesidir. Bu bahiste lisan öğrenme metodunun belirleyici bir rol üstlendiğini vurgulayan Berlitz Lisan Okulları Müdürü Çağdaş Kardaş, bu önyargıyı kıracak kıymetli ipuçları verdi.

Ezberci sistemin hudutlarını aşmalısınız

Şayet birçok İngilizce söz bilmenize karşın sıra konuşmaya geldiğinde duraksıyor, aklınızdan çeviri yapmaya çalışıyor, bildiğiniz sözlerin manalarını çıkarmaya çalışıyorsanız tam olarak İngilizce bildiğiniz söylenemez. Birkaç yaygın kalıp ve söz yazarken işinizi kolaylaştırabilir lakin lisan konuşabilmek için pasif bir öğrenmeden çok faal bir konuşma süreci gereklidir. Bunu sağlamak içinse bu vakte kadar daima kağıt üzerinde kalan bilgileri, ezberci anlayışı bir kenara bırakmalı ve interaktif bir sürece dahil olmalısınız.

Konuşmak için evvel dinlemelisiniz

Bir bebek konuşmayı evvel dinleyerek sonra taklit ederek ve sonra yavaş yavaş konuşmaya başlayarak öğrenir. Bu öğrenme süreci büsbütün duymak, dinlemek ve pratik yapmak üzerine heyetidir. Yani öncelikle dinlemeye odaklanılmalı, dinlemenin en az pratik yapmak kadar değerli olduğu unutulmamalıdır. Bu noktada günlük çalışma prensibinize dinleme aktivitelerini eklemeyi ihmal etmemelisiniz.

Konuşma pratiği

Lisan öğrenmek için birçok sistem vardır. Kursa yahut yabancı bir ülkeye gidebilir, kitap, sinema, dizi üzere destek yollar deneyebilirsiniz. Lakin öğrendiğinizi gerçek hayat senaryoları üzerinde uygulamazsanız akıcı bir biçimde konuşmanız çok zordur. Bu noktada lisan öğrenmeyi bilimsel bir temelde ele alan ve bir bebeğin öğrenme biçimini yabancı lisan sürecine dahil eden metotlar denemelisiniz. Kesinlikle konuşmalı, ana lisanı İngilizce olan beşerlerle irtibata geçmeli ve bunu bir rutin haline getirmelisiniz.